20 Kasım 2008 Perşembe

Yer çekimi ivmesi problemi

Dünya Üzerinde duran bir cisim ile Dünya arasinda olusacak Kütle Çekim kuvvetinin Büyüklügü F=G. (mcisim . Mdünya)/(r.r) bagintisindan bulundugunu Biliyoruz.Gelelim Soruna ; Dünya Üzerinde ki bu cisme etkiyen çekim kuvveti cismin agirligini olusturdugundan dünyanin merkezinden r kadar uzakliktaki ivmesimcisim.g = G. (mcisim . Mdünya)/(r.r) Burada mcisimler sadelesir ve g= G. Mdünya / (r.r) esitligi elde edilir. ANCAK BU ESITLIK DÜNYA(GEZEGEN VEYA YILDIZ) 'IN YÜZEYINDE VEYA DISINDA GEÇERLI OLUYOR.Gezegen yüzeyinde çekim ivmesi g=K.d.R (K.sabit,d: gezegen özkütlesi,R.yariçap) ile ancak gezegen disina çikildikça G.Mg= ---------------- ile hesaplaniyor olmasidir.2R3G.M G.(d.V) G.(d. 4/3.pi.R) g= --------= -------- = --------------------= 2 2 2 R R R=G.d.4/3pi.R (Burada G:gravitasyonel çekim sabiti, 4/3pi sabit olup bunlarin çarpimina sabit bir K dersek)g=K.D.R elde edilmis olur. G = K R d grafiğidünyanin disinda baska formül gezegen disina çikildikça G.Mg= ---------------- ile hesaplaniyor, dünyanin 2R dünyanin merkezine inildikçede baska formülle g=K.D.R hesaplaniyor olmasi. aslinda tek bir formül olup her iki olayida açiklamasi lazim degilmi. neden gezegenden veya dünyadan uzaklastikça baska formül kullaniliyorda,gezegenin içine inildikçe baska formül kullaniliyor.?? birine uyan digerine uymuyo.yani biraz daha açiklamami isterseniz söyle söyliyeyim. g=K.d.R formülüne göre R azaldikça buna bagli olarak g(yer çekimi) de azaliyor dogru olarak.fakat ayni formülde gezegenden uzaklastikça yani R artikça g(yer çekimi )de artiyor. oysa kurala göre ne olmasi gerekiyor,gezegenden uzaklastikça azalmasi lazim.ama formül öyle göstermiyor. ama azaldigini söyleyen formülde G.Mg= ---------------- yani bu formül. merkeze 2R dogru gidildikçe yani R azaldikça yerçekiminin artigini gösteriyor.oysa yine teoriye göre g'nin azalmasi lazim.iste bunlar birbirini tutmuyorlar.

AKIŞKANLAR MEKANİĞİ

ÖLÇME YÖNTEMLERİ:Akış alanının incelenmesinde yaygın olarak diferansiyel yöntemler, integralyöntemleri, boyut analizi ve deneysel yöntemler kullanılır. Diferansiyel ve integralyöntemleri: Navier-Stokes ve enerji denklemlerinin çözümüne dayandiğından çoğuzaman bir takım kabullerle denklemler basitleştirilerek çözüme gidilir. Bazı durumlardaeğer tam çözüm bu kabullerle sağlanamıyorsa, sayısal veya nümerik yöntemlerle sistemanaliz edilir. pahalı olmasına rağmen en sağlıklı yöntem deneysel olarak akışparametrelerinin incelenmesidir. Deneysel yöntemlerle bütün parametrelerölçülebilmesine rağmen çok pahalı olduğu için her zaman kullanılmayabilir.Akışkanlar mekaniği ve ısı transferinde genelde ölçülmesi gereken büyüklüklerarasında viskozite, hız, basınç, sıcaklık, yoğunluk, debi ve türbülans yoğunluğusayılabilir. Viskozite ölçümünde viskometreler (serbest akışlı, döner eksenli ve tablalı,düşen bilyalı, ince tüplü), hız için laser Doppler hız ölçer, kızgın tel (hot wire)anemometresi ve pipot tüpü, sıcaklık için sıvı kristal ısıtıcı ve termo elemanlar,türbülans yoğunluğu ve Reynolds gerilmeleri için laser ve kızgın tel anemometreleri,yoğunluk için ise hidrometreler kullanılır.Debi ölçümünde kapalı kesitlerde orifismetre, venturimetre, akış lülesi ve çeşitli tiptedebimetreler, açık kanallarda ise savaklar kullanılır.

Mukavemet

Mukavemet, cisimlerin çeşitli dış etkiler ve bu dış etkilerin neden olduğu iç kuvvetler karşısında gösterecekleri davranış biçimini inceleyen bilim dalıdır. Mekanik biliminin bir alt kolu olan mukavemet bilimi rijit olmayan (şekil değiştirebilen) cisimlerin mekaniği olarak da tanımlanabilir. [1] Rijit cisimler mekaniği, cisimlerin üzerlerine etkiyen dış tesirler ile şekillerini değiştirmediğini kabul ederken, rijit olmayan cisimler mekaniği şekil değiştirmeleri de gözönüne alır.Mukavemet bilimi birçok mühendislik dalının temel konularındandır. Uygulamada; İnşaat, makine, gemi inşaat, havacılık mühendisliği gibi alanlarda yaygın olarak kullanılır. Bir bina kolonunun, uçak kanadının veya makine dişlisinin maruz kalacakları tesirlere dayanabilecek şekilde tasarlanması mukavemet biliminin uygulamalarına örrnek olarak verilebilir.

Çekme gerilmesiÇekme gerilmesi malzemenin çekmeye karşı gösterdiği dirençtir. Gerilme değeri kuvveti kesit alanına bölerek bulunur. Bir malzemenin çekmeye karşı gösterdiği maksimum direnç çekme deneyi ile bulunur. Çekme deneyinde cisim, bir süre uzadıktan sonra kopar. Koptuğu andaki gerilme değeri maksimum çekme gerilmesi değeridir. Bu değer birim uzama miktarı ve elastisite modülünün çarpılması ile bulunur. Birim uzama miktarı, toplam uzama miktarının malzemenin toplam uzunluğuna bölünmesi ile bulunur.Cisim uzadıkça kesit alanı azalır. 'Gerçek Çekme Gerilmesi' malzeme uzarken kesit alanında oluşan daralmayı da hesaba katarak bulunur; kopma kuvveti kopma anındaki kesit alanına bölünerek gerçek çekme gerilmesi hesaplanır

Basma gerilmesiBasma gerilmesi malzemenin basmaya karşı gösterdiği dirençtir. Gerilme değeri kuvveti kesit alanına bölerek bulunur. Bir malzemenin basmaya karşı gösterdiği maksimum direnç basma deneyi ile bulunur. Basma deneyinde cisim, bir süre kısalır daha sonra ya kırılır ya ezilir ya da yeterli kuvvet verilemezse şeklini korur. Kırıldığı andaki gerilme değeri maksimum basma gerilmesi değeridir. Bu değer birim kısalma miktarı ve elastisite modülünün çarpılması ile bulunur. Birim kısalma miktarı, toplam kısalma miktarının malzemenin toplam uzunluğuna bölünmesi ile bulunur. Cisim kısaldıkça kesit alanı azalır. 'Gerçek Basma Gerilmesi' malzeme kısalırken kesit alanında oluşan genişlemeyi de hesaba katarak bulunur; kırılma kuvveti kırılma anındaki kesit alanına bölünerek gerçek basma gerilmesi hesaplanır.

Gezegen Yüzeyinde ve İçinde Çekim Olayı

Bir gezegenin üzerindeki birim kütleye uyguladığı çekim kuvvetine çekim alanı veya çekim ivmesi denir ve bu vektörel bir büyüklüktür. F = m.g g : çekim ivmesiGenel çekim kanununa göre uzayda cisimler birbirlerini kütleleri çarpımıyla doğru, uzaklığın karesi ile ters orantılı olarak çekerler. İki kütle arasındaki çekim kuvveti;G : evrensel çekim sabiti M,m : cisimlerin kütlelerir : cisimler arası uzaklıkBurada “M” kütleli bir gezegenin “m” kütleli bir cisme uyguladığı çekim kuvvetini göz önüne alırsak;Demek ki çekim alanı şiddeti gezegenin kütlesiyle doğru, uzaklığın karesiyle ters orantılıdır. Yani kütlesi büyük gezegenlerin çekim ivmesi daha büyük, yarıçapı büyük gezegenlerin çekim ivmesi daha zayıftır(!) Fakat şu da var ki gezegenin yarıçapı büyükse kütlesi de büyüktür. Öyleyse yarıçapın büyük olması kütleyi de büyüteceği için çekim ivmesini artırır. Diğer yandan yarıçapın büyümesi uzaklığı artırmış gibi olacağından çekim ivmesini zayıflatır. Burada sanki bir çelişki var! Bunu açıklamak için gezegenin türdeş yapıda ve sabit yoğunluklu olduğunu kabul edelim. Özkütlesi : d , yarıçapı : R ise hacmi :d. bağıntısında son ifadeyi yazarsak: g = (G.d.4π/3)Rolur. Parantez içindekilerin hepsi sabittir. Parantez içini “A” kabul edersek g = A.R yazabiliriz. Yani çekim ivmesi yarıçapla orantılıdır. Gezegen yüzeyinden merkeze gidildikçe çekim alanı zayıflar ve tam merkezde sıfır olur! Gezegenin yüzeyinden uzaklaşmaya başlayınca ise çekim alanı uzaklığın karesiyle ters orantılı olarak azalır. Yerçekimi şiddeti en büyük değerin gezegen yüzeyinde ulaşır!(G = 6.67 x 10-11 Nm2/kg2 , M(dünya) = 5.98 x 1024 kg , R(dünya) = 6.37 x 106 m)Gezegenin iç bölgesinde bulunan bir noktadaki çekim kuvveti, yalnızca merkezden o noktaya kadar dağılmış kütlenin çekim kuvvetine eşittir. Yani, seçtiğimiz noktanın merkezden uzaklığı “r” ise bu noktaya etkiyen çekim kuvveti yalnızca “r” yarıçaplı kürenin içinde bulunan içinde bulunan kütlenin çekim kuvvetinden kaynaklanır. Çünkü “r” yarıçaplı kürenin dışında kalan bölgedeki kütlenin çekim etkileri birbirini zayıflatır. Bedava Seyahat Şekildeki gibi dünya yüzeyindeki iki nokta arasında kazılmış düzgün, doğru bir tünelin içinde basit harmonik hareketle hareket edebilirsiniz.Dünya’nın Dönmesinin Yerçekimine EtkisiDünya kendi ekseni etrafında 24 saatte bir tur atar. Ekvator üzerindeki bir noktanın çizgisel hızı ise yaklaşık 460m/s dir. Bu hızlı dönüş, yerin çekim ivmesini azaltacak yönde bir merkezkaç kuvveti oluşturur. Dönme ekseni kutuplardan geçtiğine göre ekvatordan kutuplara gidildikçe bu merkezkaç kuvvetinin değeri azalır. Bu da demektir ki kutuplara gidildikçe çekim kuvveti artar. Ayrıca kutupların ekvatora göre daha basık oluşu nedeniyle cisimler daha ağırdır.

Esneklik

EsneklikBir cismin kuvvet karşısında şekli, boyu yada hacmi değişebilir.Kuvvet ortadan kalktığında tekrar eski halini alıyorsa, bu cisme esnek cisim, bu olaya da esneklik denir.Fizikte cisimler esnekliklerine göre 3’e ayrılırlar;*Rijit Cisimler*Plastik Cisimler*Esnek CisimlerRijit CisimlerCisme uygulanan kuvvet sonunda cisimde hiçbir değişiklik olmuyorsa bu tür cisimlere rijit cisimler denir.Taş, demir, çelik buna örnektir.Plastik CisimlerCisme uygulanan kuvvet cisimde bir değişikliğe neden oluyorsa ve cisimde deformeye neden olup, kuvvetin etkisi kalktıktan sonra cisim eski haline gelmiyorsa bu tür cisimlere plastik cisimler denir.Esnek CisimlerCisim üzerine uygulanan kuvvet cisimde bir değişikliğe neden oluyorsa ama kuvvet ortadan kalktıktan sonra cisim eski haline geliyorsa bu tür cisimlere esnek cisimler denir.Uyarı*Cisimler hâl değiştirdiğinde hacim esneklik sabiti de değişir.*Aynı maddenin, gerilim ve hacim esneklik sabitleri farklıdır.Katıların EsnekliğiBir katıya kuvvet uygulandığı zaman katının özelliklerine ait iç reaksiyon kuvvetleri meydana gelir.Bu kuvvetler dıştan uygulanan kuvvetleri dengeleyerek cismin daha fazla deforme olmasını engeller.Dışardan yapılan kuvvetler arttıkça cismin iç direncide artar.Bunların arasında belirli bir oran vardır ve doğru orantılı şekilde değişirler.Katıların esnekliği ile ilgili ilk araştırmaları Robert Hooke yapmıştır.Günümüzde “Hooke kanunu” adıyla adlandırılır.Hooke KanunuBir cisme uygulanan kuvvet büyük değilse meydana gelen deformasyon da bu kuvvet ile doğru orantılıdır.Bu ilkeden yola çıkarak katıların esneklik ilkelerini “zor” ve “zorlanma” kavramlarıyla açıklamıştır.Zor: Büzülmeye sebep olan kuvvetle orantılı bir sabittir.Daha açık bir ifadeyle birim yüzeye etki eden dik kuvvettir. Zor=F/A dır.Zorlanma: Bozulmanın derecesinin bir ölçüsüdür.Yani cismin boyundaki artışın ilk boyuna oranıdır.Zorlanma=DeltaL/Lson dır.Hooke Kanununa göre; bir katı cisim için, zorun, zorlanmaya oranı sabittir.Bu sabit oran cismin esnekliğidir.Zor/Zorlanma = Sabit = Esneklik = EUyarı*Hooke Kanun, yalnız esneklik sınırından küçük zorlar için geçerlidir.*Cisim üzerine etki eden F kuvveti cismi deltaL kadar esnetiyorsa, cisim üzerine iş yapıyordur.Esnek bir cisme kuvvet uygulandığında sicim üç tür esneme gösterir.*Gerilim Esnekliği*Şekil Esnekliği*Hacim EsnekliğiGerilim EsnekliğiUzunluğuna bir zorlamadır.Bir telin çekilmesi veya bir kirişin eğilmesi gibi.Cisimdeki gerilim esnekliği 4 şeye bağlıdır:*Uygulanan Kuvvete*Çubuğun İlk Boyuna*Kesit Alanına*Telin cinsi, yani esneklik sabiti E’ye bağlıdır.***DeltaL = F.Lson/A.EBir sürekli esnemenin meydana geldiği en küçük zora esneklik sınırı denir.Şekil EsnekliğiBir cismin, kendine uygulanan kuvvet nedeniyle hacmini koruyarak şeklini değiştirmesidir.Bu tür olaylarda cisim kuvvet sonucunda hacmini değiştirmez sadece şeklini değiştirir.***E = F.h/A.Delta xHacmin EsnekliğiDüzenli bir şekilde sıkıştırılan cismin buna karşı koyma özelliğine “hacmin esnekliği” denir.Bir küpe bütün yüzeylerden dik kuvvetlerin uygulandığını kabul edersek küpün şekli aynı kalır fakat hacmi azalacaktır.***E = -(deltaP . V)/deltaV Sıvıların EsnekliğiKatılar için geçerli olan esneklik özelliklerinin tümü sıvılar için geçerli değildir.Çünkü sıvıların belirli bir boyu yada şekli yoktur sadece hacimleri vardır.Bu yüzden sıvılar yalnızca hacimsel esneklik gösterirler.***Zor = F/A = P dır.Sıvı tarafından bu zor tüm yüzeylere dik olarak iletilir.Çünkü sıvı molekülleri her doğrultuda hareket eder.Dolayısıyla sıvıların hacimce esnemeleri oldukça küçüktür.Sıvıların üzerine bir kuvvet etki ettiğinde sıvıda meydana gelen esneme;***E = -(P.V)/deltaV dır.Uyarı*Pratikte sıvıların hacimce esnemeyeceği kabul edilir.*Sıvılar yalnızca hacimce esneme özelliği gösterir.*Esneklik sıvılar için ayırt edici bir özellik değildir.Gazların EsnekliğiMoleküller arası uzaklık en fazla gazlarda vardır.Gaz molekülleri bir birinden bağımsız hareket ederler.Gazlar için esneklik ayırt edici bir özellik değildir.***E = -(P.V)/deltaV dır.Uyarı*Esneklik katılar için ayırt edici bir özelliktir.Fakat sıvılar ve gazlar da değildir.*Katılar, gerilim, şekil ve hacim esnekliği gösterirler.Gazlar ve sıvılar yalnız hacim esnekliği gösterirler.

Sıvı ve Gazların Kaldırma Kuvveti

SIVI ve GAZLARIN KALDIRMA KUVVETİ Sıvı içerisine kısmen veya tamamen batan cisimler sıvı tarafından yukarı doğru itilirler. Bu itme kuvveti, sıvıların cisimlere uyguladığı kaldırma kuvvetidir. Sıvıya batırılan bir tahta parçası yukarı çıkmak ister. Tahta parçasının tamamını batacak şekilde sıvı içinde tutabilmek için üstten bir kuvvet uygulamak gerekir. Cismi yukarı çıkmaya zorlayan kaldırma kuvveti, cisim tarafından yeri değiştirilen sıvının ağırlığına eşittir. Yeri değişen sıvının hacmi, cismin batan kısmının hacmine eşit olduğundan, kaldırma kuvveti. Fkaldırma = Vbatan . dsıvı . g bağıntısı ile hesaplanır. Cisimlere uygulanan sıvı kaldırma kuvveti sıvının öz kütlesine bağlıdır. Yukarıdaki şekillerde de görüldüğü gibi aynı cismin farklı sıvılardaki konumları farklı olabilmektedir. Sıvı içindeki serbest cisimlere ağırlık kuvveti ile kaldırma kuvveti etki eder. Bu iki kuvvet düşey doğrultuda ve zıt yönlü kuvvetlerdir. Cisimlerin sıvı içinde batmaları veya yüzmeleri yani sıvıdaki durumları bu iki kuvvetin büyüklüğüne bağlıdır. Saf su içine atılan yumurta dibe batar. Suya tuz ilave edilerek karıştırıldığında yumurta yüzmeye başlar. Bunun nedeni suya tuz karıştırıldığında suyun öz kütlesinin artması ve Fk = Vb . ds . g bağıntısına göre, kaldırma kuvvetinin büyümesi, dolayısıyla bileşke kuvvetin yukarı doğru olması ve yumurtayı yukarı yönde hareket ettirmesidir. Yüzen Cisimler Sıvıya bırakılan bir cismin hac- minin bir kısmı sıvı dışında kalacak şekilde dengede kalıyorsa bu cisme yüzen cisim denir. Cismin yüzebilmesi için öz kütlesi sıvının öz kütlesinden küçük (dcisim < g =" Fk" dcisim =" dsıvı)" fk =" G"> dsıvı) cisimler sıvıya bırakıldığında bir engelle karşılaşıncaya kadar yoluna devam ederler. Bu tür cisimlere batan cisimler denir. Batan cisimlerin ağırlık kuvveti cisme etki eden kaldırma kuvvetinden daha büyüktür. Fk < G ÖZEL DURUMLAR Bir cismin aynı sıvı içinde hacminin tamamı batmak şartıyla kaldırma kuvveti cismin sıvı içindeki derinliğine bağlı değildir. Sıvı içine daldırılan bir cisim, havadaki ağırlığına göre, görünen ağırlığı kaldırma kuvveti kadar hafifler. Şekilde sıvı içindeki cismin görünen ağırlığı T = G – FK dir. Katı bir cisim kendi sıvısında yüzüyorsa, cisim eridiğinde sıvı seviyesi değişmez. Öz kütlesi sıvınınkinden küçük ya da sıvınınkine eşit olan cisimler, taşma seviyesine kadar olan sıvıya bırakıldıklarında ağırlıkları kadar ağırlıkta sıvı taşırırlar. Dolayısıyla kabın toplam ağırlığı değişmez. Öz kütlesi sıvınınkinden büyük olan bir cisim bırakılırsa, cisim batar ve taşan sıvının hacmi cismin hacmine eşit olmasına rağmen sıvının öz kütlesi cismin öz kütlesinden küçük olduğundan kap ağırlaşır.

Eylemsizlik

Durmakta olan cisimlerin durma istemine, hareket etmekte olan cisimlerin hareket etme istemine eylemsizlik ya da atalet denir.Bir araç hızlanırken içerisindeki cisimler geriye doğru itilir. Araç fren yaptığında içerisindeki cisimler öne doğru itilir. Bu durumlarda cisimlere etkiyen kuvvete eylemsizlik kuvveti denir. Eylemsizlik kuvveti sistemin ivmesiyle zıt yönde oluşur.

Eğik Düzlem

Eğik Düzlem, iki ucu arasında yükseklik farkı bulunan yüzey.Tarih öncesi çağlardan beri çeşitli işlerin yapılması için eğik düzlem kullanıldı. Günlük hayatta, uygulanan kuvveti azaltarak işlerin yapımını kolaylaştırmayı sağlayan basit makinelerdendir. Yükü belli bir yüksekliğe kaldırmak için kullanılır. Kuvvetten kazanç sağlanırken yoldan kayıp vardır.Eğik düzlemde sürtünme önemsiz ise kuvvet kazancı;kuvvet x kuvvet kolu = yük x yük koluformülü ile hesaplanır.

Kütle - Hacim - Özkütle

Kütle (m): Bir maddenin sahip olduğu madde miktarına kütle denir. Kütle “m” harfi ile gösterilir.Kütle, bir cisimdeki madde miktarının ölçüsüdür. Aynı zamanda cismin hareket etmeye karşı gösterdiği direnç olarak da adlandırılabilir. Kütle her yerde aynı değere sahiptir.Kütlenin SI birim sistemindeki birimi kilogram'dır. Bu kg. olarak kısaltılır. Kullanılan diğer birimler gram, ton ve pound'dur. Görelilik teorisine göre duran kütle m ile enerji E arasında E = mc2 bağlantısı olduğundan enerji birimi olan elektronVolt (eV) da kütle için kullanılabilir. Özellikle kütle ve enerjinin birbirine dönüşebildiği parçacık fiziğinde eV sık kullanılmaktadır. (yaklaşık 1 eV=1.783 × 10-36 kg).Hacim (V): Bir maddenin uzayda kapladığı yere hacim denir. Hacim “V” harfi ile gösterilir. SI sisteminde birimi m3 dür.Hacim formülleri;Cisim Denklem Değişkenler Küp: a3=a.a.a a = kübün bir kenarının uzunluğu Dikdörtgen prizma: e.b.d e = en, b = boy, d = derinlik Silindir (dairesel prizma): π.r2.h r = dairesel yüzün yarıçapı, h = dairesel plakalar arası mesafe (yükseklik) Yüksekliğe bağlı olmayan, sabit bir alana sahip herhangi bir prizma: A.h A = taban alanı, h = yükseklik Küre: 4/3 . π.r3 r = kürenin yarıçapı (bu formulün türetilmesi Küre maddesi altında ayrıntılı olarak görülebilir) Elipsoid: 4/3 . π.a.b.c a, b, c = elipsoidin yarı eksenleri Piramit: 1/3 A.h A = taban alanı, h = yükseklik (tabandan en üst köşeye kadar) Koni (dairesel tabanlı piramit): 1/3 . π.r2/h r = tabandaki dairenin yarıçapı, h = tabandan en uca kadar olan mesafe (yükseklik) Özkütle (d): Bir maddenin birim hacminin kütlesine özkütle denir. Özkütle “d” harfi ile gösterilir.Maddelerin 1 cm3’ünün gram cinsinden kütlesine öz kütle denir. Öz kütle (d) ile gösterilir.Kütle (m) ve hacim (V) arasında d=m/v bağıntısı vardır. Öz kütlenin birimi g/cm3 dür.Saf maddelerin (element ve bileşik) öz kütleleri sabittir. Karışımların öz kütleleri ise sabit değildir.Bir maddenin öz kütlesinden söz ederken sabit bir sıcaklıktaki öz kütlesinden söz edilmelidir. Sıcaklık değiştiğinde maddenin hacmi değişeceğinden öz kütlesi de değişir. Özellikle gazlardaki değişiklik daha belirgindir.Öz kütle, maddenin karakteristik özelliği olmasına rağmen yalnız öz kütlesi bilinen bir maddenin hangi madde olduğu anlaşılamayabilir. Bir maddenin hangi madde olduğunun anlaşılabilmesi için birden fazla ayırt edici özelliğinin incelenmesi gerekir.Kütlesi artan bir maddenin hacmide artar dolayısıyla,Hacimle kütle doğru orantılı değiştiği için öz kütle değişmez.Özağırlık (ρ): Bir maddenin birim hacminin ağırlığına özağırlık denir. Özağırlık “ρ” harfi ile gösterilir.d=m/v ρ=G/v

Kuvvetler

Elektrik kuvveti, yüklü iki parçacığın birbirini ittiği ya da birbirini çektiği kuvvettir. Manyetik kuvvet, elektrik yüklü bir parçacığın manyetik alandan geçerken üzerine etki eden kuvvettir. Bir manyetik alan, bir sarmalın sarımlarında dolaşan elektron örneğinde olduğu gibi, elektrik yüklü parçacıklar hareket ettiğinde ortaya çıkar.Elektrik kuvveti ve manyetik kuvvet birbiriyle ilişkilidir. James Clerk Maxwell. 1873de. elektrik ve manyetik kuvvet alanlanrnn uydugu eksiksiz denklemler bulmayı başardı ve böylece günümüzde elektromanyetizma denilen bir "birleşik teori”yi elde etmiş oldu.Elektroınanyetik kuvvetin temel parçacıklara etki ederken gösterdiği özellikler şu şekilde sıralanabilir.Kuvvet, elektrik yükü dediğimiz şey üzerine evrensel bir şekilde etki eder.Kuvvet çok büyü bir ınenzile sahiptir.Kuvvet oldukça zayıftır.Bu kuvvetin taşıyıcısı, durgun kütlesi sıfır, spini 1 olan ve foton denilen bir parçacıktır. Fotonun kendisinin elektrik yükü yoktur.Kuvvetler- Skaler Büyüklük: Bir sayı ve birimle tanımlanabilen büyüklüklere verilen addır.-Vektörel Büyüklük: Sayısal değri ve birimi yanında gönü, doğrultusu ve başlangıç noktası da olan büyüklüklere verilen addır.Vektörlerin ÖzellikleriVektörler birbirleri ile özel kurallar kullanılarak toplanılabilir ve çıkartılabilir.Dönme etkisi yapmayan vektörler özellikleri ve yönü değiştirilmeden paralel kaydırılbilir. Dönm etkisi yapanlar sadece oğrultusu üzerinde kaydırılabilir.Vektörlr skaler bir sayı ile çarpılıp bölünebilir.Vektörler birbirlerine bölünemezler.Vektörler birbirleri ile skaler çarpım ve vektörel çarpım olmak üzere iki şekilde çarpılabilirler.Büyüklükleri,doğrultuları ve yönleri aynı olan vektörler eşit vektörlerdir.Sadece yönleri faklı olan vektörler zıt (ters) vektörlerdir